Ayaklı Etkinlik Takvimi'nden davetiye kazanarak The Radio Dept. konserine giden Tulu Tıltay'ın kaleminden konseri aktarıyoruz sizlere.
Soğuk bir Ekim gecesiydi.Birçok arkadaş “Ooo Radio Dept. geliyomuş” derken ben “Bronx bu sene coştu” diye cevap vermekle yetiniyordum. Her zamanki kararsızlığımla gitsek mi, gitmesek mi, neyse daha çok var şeklinde uzayıp gidiyordu konu. Ta ki Ayaklı Etkinlik Takvimi'nde davetiye sorusu görene kadar. "O zaman kesin gidiyoruz" dedim ve hücuma kalktım.
Soru: The Radio Dept. grubu ismini nereden almıştır?
(Google)
Cevap: 'Radioavdelningen’ (İsveçce The Radio Department)
Nerde şans, orda bal bi insan olduğumdan davetiyeyi aldım tabi. Cuma oldu. Oyalandık oyalandık, konsere gittik. Ben dedim bu kadar oyalanmayalım diye. Konsere kimle gittiğin çok önemli bir detay. Girdik, tanıdık birilerini gördük, yer değiştirdik, bişey içtik derken 3-5 şarkı dinledik. Bitti :(
Bildiğin bitti.
Hastası mıydım? Hayır. İnsan böyle bi "bu konseri benden daha çok hak edenler vardı" vicdanına bürünüyor ama çabuk çıkıyor neyseki.
The Radio Dept. en ideal Cuma iş çıkışı dinleniyormuş. Çok güzel bir Cuma günüydü.
Buradan; buna olanak sağlayan Bronx Pi’ye, bizleri –konsere gidemeyip de kendi biletini veriyormuş samimiyetiyle kucaklayan- Pelin Ekmekçi’ye, Almanya’daki kuzenlerime, Adapazarı’ndaki dayılarıma ve anneme teşekkür etmek istiyorum. Bi de hazır 70 milyon bizi okuyorken kedime bi çift lafım var: "Yeter sokaklarda sürttüğün, evine dön!"
1 yorum:
Çok pis kıskandım sizi :(( Eminim harika bir atmosferdi...
Yeni keşfettiğim için kendime çok kızıyorum çünkü bu konseri hayatta kaçırmazdım...
Bi daha ne zaman gelir ki acaba ?
Yorum Gönder