Sepetçiler Kasrı'na vardığımda dış kapıda uzunca bir kuyruk vardı. Aralarından sıyrılıp içeri girdiğim sırada öğrendim ki daha önce bilet almayıp konseri izlemek isteyen seyirciler bu kuyruğu oluşturuyordu. Gündüz saatlerinde konsere 15 dakika kala sınırlı sayıda bilet satışa çıkacağı haberi verilmişti. Sanırım o sırada olanlara ya bilet kalmamış ya da son şansa yetişememişlerdi.
İçeri girdiğimde mekanın epey kalabalık olduğu gözüme ilk çarpan şey oldu. Sahne içeri girildiğinde en sağ tarafta, denize paralel olarak kurulmuştu ve oturma düzeni de hemen deniz kenarındaydı. Oturanlar için müthiş keyifti sanırım :) Piyanistin ilk birkaç notasından sonra sahneye gelen Buika, (biraz Televole tadında olacak ama yiğidi öldürüp hakkını verelim şimdi) kostümüyle resmen göz kamaştırdı! En azından benim gözlerim kamaştı :) Cart turuncu ve pembe renginde uzun kuyruklu, sırtı açık bir elbise giymişti. Boynunda sapsarı, parlayan büyük bir kolye vardı. Çok samimi söylüyorum sırf o kostümü daha yakından görebilmek için de Uluslararası İstanbul Caz Festivali'nin Facebook sayfasına yüklenmesi için sabırsızlanıyorum. Yetkililer! Lütfen acele edin :))
Oturanlar konfor açısından nasıldı bilemiyorum ama ayakta durmak en azından benim için biraz eziyetti. Böyle ayakta izlenmeli konserlerde boyumun biraz daha uzun olmasını istiyorum. Sürekli önüme çok uzun insanlar düşüyor. Her neyse... Şarkı aralarında Buika uzun uzun seyircilerle konuştu. Aşk ve özgürlük konuları hakimdi. Sanırım herkesin en çok güldüğü ve en akıllarda kalan cümlesi: "When you are in front of a last drink or love, you say "can i have another one please?"" oldu :)))
O güzel sesiyle birbirinden güzel şarkıları ardından konser sonlarına doğru konserin bittiğini sanıp kalkıp gidenler seyirciler arasında homurtulara neden oldu. Herhangi bir sanatçı sahnedeyken gözünün içine baka baka mekanı terk etmek bana çok saygısızca geliyor. Ben utancımdan yapamam doğrusu. Yapacaksam bile de en arkalarda, görünmeyecek bir yerlerdeysem yaparım ki kimse rahatsız olmaz, kimseye de yakalanmam :)
Artık daha fazla uzatmadan 2 şarkılığına sizi dün geceye davet ediyorum. 17. Uluslararası İstanbul Caz Festivali'nin bir parçası olmak müthiş zevkti! İKSV'ye, Garanti Bankası'ına ve işin arka planındaki herkese çok teşekkürler! Tadı damağımda kalan bir deneyimdi. 18. Uluslararası Caz Festivali'ni şimdiden sabırsızlıkla bekliyorum :)
Dün gece için ne desem, ne yazsam bilemiyorum gerçekten. "17. Uluslararası İstanbul Caz Festivali'nin en'lerini say" deseler Tony Bennett konserini hangi kategoriye koyacağımı bilemem. "All in one" gibi bir kategori açma şansımız varsa Tony Bennett konserini kesinlikle buna dahil ederim. En heyecanlı, mutluluk verici, masalsı, romantik, zarif, naif... Daha nasıl ifade edebilirim hiçbir fikrim yok!
Seyircilerden bazıları Tony Bennett'nin şarkılarına eşlik ederken bazıları da 84 yaşında olup bu denli nasıl dinç kaldığını tartışıyordu. Ara ara Tony Bennett ile ilgili başka konuşmalara da kulak misafiri oldum. Aslında ressam olduğu, Stranger In Paradise şarkısının Tony Bennett eseri olduğu, 1950'lerde deli gibi kadın hayranı olduğu konuşulan diğer konulardı. Şarkı aralarındaki dedikoduların haddi hesabı yok tabii :))
17. Uluslararası İstanbul Caz Festivali'nin sona yaklaştıkça 1 güne düşen konser sayısı fazlalaşıyor, karar vermek gittikçe zorlaşıyor mu bana mı öyle geliyor? Festivali benim gibi sıkı sıkı takip edenler hemfikir mi benimle bilemiyorum. Bir yandan bu akşam gideceğim The Brand New Heavies, Tony Bennett, Grace Jones, Seal ve Buika konserleri için ayrı ayrı heyecanlanırken bir yandan da "İyi güzel, her gün ayrı bir konsere gidiyoruz da 17. Uluslararası İstanbul Caz Festivali'nin de sonuna geliyoruz" diye üzülmüyor değilim...
Doğruya doğru, 17. Uluslararası İstanbul Caz Festivali programı açıklandığında Imogen Heap'in ismini festival dahilinde görünce havalara uçtum! :) Yavaş da olsa görmek istediklerim listesidekilerin üzerinden birer ikişer geçiyor olmak çok güzel.
Seyirciyi 3'e bölerek kocaman çok sesli bir koro oluşturdu önce ve sonra Just For Now şarkısını söylettirdi. İnanın tüylerim diken diken oldu! Her şey masalsı gibiydi. Zaten sahne dekorundan da anlayabilirsiniz. Ağaç altında camdan yapılmış gibi duran piyanosu, müzikler, coşku... Just For Now'dan hemen sonra belki de en sevdiğim şarkısı olan Speeding Cars çalmaya başladı. Artık o şarkıyı da canlı canlı dinledikten sonra huzur içinde eve dönebileceğimi anladım :)
Garanti Bankası

