15 Aralık 2010

Sophie Ellis Bextor @ Babylon - Onursal Külahlıoğlu

Ayaklı Etkinlik Takvimi'nden davetiye kazanarak Binboa sponsorluğunda gerçekleşen Sophie Ellis Bextor konserine giden Onursal Külahlıoğlu'nun kaleminden konseri aktarıyoruz sizlere.


[özür dilerim, affedersin, özür, arkadaşlar ileride de. (yalan!)]
Nihayet kalabalığı yararak önden 4. ya da 5. sıradayız.

Babylon tıklım tıklım, beklendiği gibi, her şey çok güzel. 23:30'da bir pırıltı, Sophie sahnede. Ama hayır, kıyafetini sevemedim ilk önce, o ne öyle yahu? etek-şort mu? Ya da her ne deniyorsa işte ondan. Elbisenin siyah olması güzel fakat yaka ve manşetler yaldızlı, sarı. Hatırlıyorum çok eskiden önemli günlere giderken galiba annem giyerdi böyle kıyafetleri.

Tekrar bakıyorum, ama Sophie işte, yakışmış, hem de çok güzel olmuş işte. (Tabii ki Efes One Love'daki elbiseyle görmeyi tercih ederdim.)

"Dial My Number" geliyor, kalabalık dünden hoplamaya zıplamaya hazır, tabii ki biz de kafamızın güzelliğiyle beraber katılıyoruz onlara.

"Bittersweet", hız kesmeden devam, "Take Me Home", bir şey dikkatimi çekiyor, Sophie iyi dans edemiyor gibi, yeri dar diye mi acaba, tamam istekli ama bir şeyler var, iyi dans çıkmıyor. Böyle düşünürken "Me and My Imagination" geliyor, vokal çok temiz, çok iyi, zaten babylon ses düzeni gayet kaliteli olduğu için hiç bir pürüz yok şu ana kadar.

"What Have We Started" ile tempoyu düşürüyor, kalabalık sahneye çıkacak yoksa :) Arada cep telefonları kameralarına gülücükleri de eksik etmiyor. (Bir ara, bilen bilir Serpil Çakmaklı pozu bile çıkardı.) Hayranlar sürekli fotoğraf çekme telaşında.

İşte ne de güzel "Starlight" diyor, herkes hayran bakakalıyor. Bütün kalabalığın gözlerinin içine bakmayı da ihmal etmiyor. Starlight etkisiyle "Rebellion" geçiyor.

"Can't Fight This Feeling" sırada, arada bize söyletiyor, evet Sophie bence de "we should be lovers!" Suratıma bir tokat, yüzüğü, adeta gözüme giriyor, Evli ve iki çocukluydu, di mi? :)

Klasikler üst üste, "Get Over You", "Lady" ve "Groovejet" bağlantısı sonra "Sing It Back", bu kısım da, bağıra çağıra, bam-güm geçiyor, ön taraflar çok çılgın, arkalar ise daha çok hayranlıkla izlemekte. Performansta şu an parabolün üst noktasındayız, fakat galiba o üst noktanın aşağıya inme niyeti yok.

Şimdi burası çok özel, "Heartbreak"e geliyoruz, bambaşka, yüz ifadesi bile değişti, ciddileşti, çok önemli onun için bu parça.
Sahnede kalsın, 100 defa söylesin, ben yemeyeyim, içmeyeyim, dinleyeyim, o durumdayım, ne derse desin yapayım o anı tekrar yaşamak için, Sophie galiba bütün performansıyla yüklendi bu parçaya. Büyülendim, beraber bağırıyoruz.

Heartbreak makes me a dancer, dancer
DJ give me the answer, answer
Love, stop getting me down, down, down

Ve gidiyor, ben hala Heartbreak etkisi altındayım, sözleri, tılsımı beynimde yankılanıyor hala. Geri gelmiş -bis- (kalabalık ısrarlı)
Geri gelmese de olur, ben büyülenmişim, çoğu kişi büyülenmiş, etki "Murder On the Dance Floor" da azıcık geçiyor. (bu arada 3 parça ekledi)

Bir ara "sizi UK'ya götüreyim mi, benimle gelir misiniz?" diye sormuştu, evet Sophie, o sıra Babylon'da bulunan çoğu kimse gibi ben de seninle gelirim.

Her şeyi başka güzel bu kadının, sesi başka, gülüşü bir başka...

Hiç yorum yok:

 
.fc-sectitle { color:#FFFFFF!important; }