31 Temmuz 2009

Tarkan

Avea Açıkhava Konserleri'nin ilki 1 Ağustos'ta saat 21:00'da Tarkan ila başlıyor. Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu'nda gerçekleşecek olan konserden hemen sonraki gün Fahir Atakoğlu ve Zara aynı sahneyi paylaşacakmış. Yalnız az önce baktım da Biletix'e, konsere gitmek isteyenler için durum şu saatten sonra pek iç açıcı görünmüyor. Neden mi? Buyrun:




29 Temmuz 2009

George Benson

Uluslararası İstanbul Caz Festivali'nde en çok beklediğim isimlerden biri SMV ve George Bensondı. Her ne kadar çeşitli sebeplerden SMV'ye gidememiş olsam da dün George Benson davetiyesini havada kapmamla SMV'nin acısını kısmen çıkartmış oldum.
Rüya gibi bir konserdi, rahatlıkla söyleyebilirim. George Benson simsiyah, şık bir takım içindeyken mükemmel gitarı ve orkestrası eşliğinde harikalar yarattı. Konserin ilk kısmı Nat King Cole şarkılarından, 2. kısmı ise George Benson tabiriyle "parti" tadındaki hem kendi şarkılarından hem de cover'lardan oluşuyordu. Smile mı desem Breezin' mi desem, Gimme The Night mı desem, Weekend in LA mi desem... Neler çalmadı ki! Ha bi' de konserin 2. bölümünden itibaren inanılmaz bi' basçı eşlik etti. O nasıl kıpır kıpırlıktır, nasıl kendi kendine eğlenmedir! Eve alıp götürmek istedik kendisini (hayır, yanlış anlaşılacak bişi yok bunda :))
Konser sonunda şu ara herkesin yaptığı gibi Michael Jackson anıldı bi' parçasını çalınarak...
"Gidememiş olanlar adına gerçekten üzüldüğümü belirtmekten başka bir şey gelmiyor elimden" demiyorum; çünkü kıytırıktan da olsa 1-2 video çektim. Hiç değilse kulağınızın pası silinsin efem, afiyetle dinleyiniz :))


27 Temmuz 2009

Rock'n Coke 2009

Bu yıl 6. sı düzenlenen Rock'n Coke 2009 için bir kez daha İstanbul Park'taydım. Formula 1'e göre -padok alanında yapılmasına rağmen- çok daha farklı bir deneyimdi. Hatta ,Formula tırlarının alanı doldurmasından ötürü, o kadar kişiyi nasıl sığdıracaklar diye düşünmeden edemedim.
Konser alanıyla ilgili olarak biraz bilgi vermek gerekirsek... Festivalin düzenlendiği alan, Formula yarışları sırasında bulunduğum padok alanındaydı. Son derece geniş ve zemini son derece düz bir alan. İnsan dağılımı bu alanın tamamına yayıldığı için bir noktada yığılmış bir kalabalık yoktu. Bu da gerçekten festival havasını hissetmenizi sağlıyordu; ancak alanın bu kadar güzel olması alana giderken karşılaştığımız saçma durumlara engel olamadı...
Otopark'tan bilet gişesine olan mesafeden tutun, bu mesafe sırasında kendinizi fare gibi hissettiğiniz labirent'in olduğu alan:
Bilet kesimini yapıldıktan sonra otobüs ile festival alanına taşınmak hele! Ama bunların biraz kötü göründüğünü anlamış olacaklar ki eziyetin sonunda soğuk birer Coca Cola ikram ettiler saolsunlar :) Bir de Cumartesi günü VIP bilekliklerin takıldığı alanda gözlerine kestirdiklerine verdikleri `sahne önü bileti`ni almamız, nazarımda, bu negatiflikleri bir anda pozitifliğe çevirdi :) Hemen Nine Inch Nails'i kaptık tabii ki!

Festivalin olumlu yönlerinden de bahsedecek olursam. İstanbul sıcağında amele gibi yanmak istemeyen bünyeler için gölgelik alanların bulunması ve bu alanlarda bulunan soğuk su ve hava püskürten fıskiyeler tam anlamıyla bunaltıcı sıcaktan kurtaran şeyler oldu. Tabi uzun kuyruklar sonunda aldığınız buz gibi bir biranın da kurtardığı gerçeğini unutmamak gerekir. Her yerin beton oluşuyla ilgili söylenen olumsuzlukları, kalıplar halinde kesilip montajı yapılan çim alanlar ile kapatıp üstlerine minder sermeleri, her ne kadar sert de olsa, yayılma isteğiyle festivale gelmiş bünyelerin rahatlamasına neden oldu. "Hiç yeşillik yok!" feryatlarını bastırdı diyebiliriz :)Festival sırasında ayakta beklemekten yorulan ve acıkan bünyeyi rahatlatan ve açlığı bastıran restorantlar da vardı tabi. Rock'n Coke'ta ilk defa karşılaştığım ancak daha önce miniaturk'te yeme deneyiminde bulunanların demesiyle chipstix lezzetini gördük. Her ne kadar yememiş de olsam eminimki çok lezzetli bir şey. Bildiğin şişin üzerine patates kızartmasını geçirmişler abiler :)

Konserlerden biraz bahsedecek olursam. İlk gün Maral'ın ısrarı üstüne Gren'i dinledik. Henüz yayınlamamış olsak da biliyorsunuz onlarla da röportaj yaptık ki 2-3 hafta içinde yayınlayacağız onu da... Gren gayet güzeldi, başarılıydı. Seyirciyi de topladı. Twitter'dan takip ettiğimiz kadarıyla da insanlar memnun kalmışlardı. Gren'den sonra yer yer kulağımı Duman, Sakin ve Badem'e çevirdim. Daha sonra Cumartesi gecesinin assolisti Nine İnch Nails ile The Prodigy dinlendi. -Performans olarak zaten bu grupların kötü bir performansına rastlamadığınız için ehh fena değildi demek saygısızlık gibi gelir- Cumartesi günü biraz erken gitmemizin(festival alanına), güneşte kavrulmamızın ve tüm gün ayakta olmamızın etkisiyle The Prodigy'i bitirmeden eve dönmek zorunda kaldık.


İlk gün dersimizi aldıktan sonra ikinci gün bira daha geç gitmeye karar verdik. En azından güneş altında daha az pişeriz daha az ayakta oluruz düşüncesiyle saat 6 gibi festival alanındaydık. Açılışı Hayko Cepkin ile yaptık. Hayko her zaman olduğu gibi en büyük ilgiyi topladı, hak etti de doğrusu! Geçen Rock'n Coke gibi kostümlü, dekorlu bir şov hazırlamamış olsa da tek başına o kadar yetti ki! Razorlight ve Kaiser Chief'i - aypıtır söylemesi- VIP'den izledik. Belki alan içindeki gibi coşkulu olmadı; ama görüş açısı olarak o kadar netti ki...


Gecenin en sonunda ise "gelse de gitsek" diye yıllardır beklediğimiz ancak bu yıllar geçtikce -benim onların müziğine azalan ilgimi de göz önünde bulundurursak- yeni albümünden bir kaç şarkı bildiğim ve eski albümlerini hemen hemen ezbere bildiğim Linkin Park sahne aldı. İşte o zaman gerçekten performans sözcüğünün tanımını bir kere daha gözden geçirdim. Ayrıca sahnede açtıkları Türk bayrağı ile her daim gaza gelen Türk halkını bir kez daha gaza getirip kitleyi coşturmayı başardılar.

Sonuç itibariyle bizim memlekete kim gelirse müzik aşkından dolayı bağrımıza basıyoruz, basmalıyız da... Kazasız belasız atlatıldığını düşündüğünüz (ama halbuki ne kulis dedikoduları var elimde bir bilseniz; fakat off record olduğu için açıklayamıyorum maalesef, içimde kaldı) bir Rock'n Coke'u atlatmış bulunurken gelecek sene düzenlenecek Rock'n Coke'u iple çekiyoruz...

Profesyonel elden çıkma fotoğraf için buyursunlar: Rock'n Coke 2009

Sibel Köse Röportajı

Uzun bir aradan sonra röportajlar yayınlamasına kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Ayaklı Etkinlik Takvimi, Türkiye'nin en iyi caz vokallerinden Sibel Köse ile konuştu...


20 Temmuz 2009

Avea Açıkhava Konserleri 2009


Bu sene Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu'nda Avea sponsorluğunda gerçekleşecek olan konserlerden Fahir Atakoğlu ve Zara, Duman ve Zülfü Livaneli'ye çok yakında gene blog üzerinden davetiye vermeye başlayacağım. İlgilenenlerine duyrulur... :)

17 Temmuz 2009

9 Temmuz 2009

Tranceworld Türkiye Davetiye Sorusu!!!

Tranceworld Türkiye için 4. davetiye sahibini arıyor...
Soracağım soruya mail atan 4. kişi davetiyenin sahibi olacak.
O halde geçiyorum soruma:

"Tranceworld Türkiye hangi organizasyon şirketi tarafından organize edilmiştir?"

Cevaplarınızı plnekmekci@gmail.com 'a gönderebilirsiniz...

7 Temmuz 2009

Tranceworld Türkiye Davetiye Sorusu!!!

Tranceworld Türkiye için 2. davetiye sahibini arıyor...
Soracağım soruya mail atan 6. kişi davetiyenin sahibi olacak.
O halde geçiyorum soruma:

"Tranceworld Türkiye'ye katılacak olan isimlerden Chris Lawyer & Thomy nerelidir?"

Cevaplarınızı plnekmekci@gmail.com 'a gönderebilirsiniz...

Tranceworld Türkiye Davetiye Sorusu!!!

Tranceworld Türkiye için ilk davetiye sahibini arıyor...
Soracağım soruya mail atan 4. kişi davetiyenin sahibi olacak.
O halde geçiyorum soruma:

"Tranceworld Türkiye'de çalacak olan Sied Van Riel hangi gün ve saat kaçta sahne alacak?"

Cevaplarınızı plnekmekci@gmail.com gönderebilirsiniz...

6 Temmuz 2009

StrangerFestival


MODE İSTANBUL girişimiyle Türkiye’de düzenlenen ücretsiz StrangerFestival Video Atölyesi’nin ikinci İstanbul ayağı, 27 Temmuz ile 9 Ağustos 2009 tarihleri arasında Avrupa Kültür Vakfı (European Cultural Foundation-ECF), Kosmopolis Rotterdam ve Hollanda Başkonsolosluğu desteği ile Dijital Film Academy‘de gerçekleşiyor. 18-25 yaşlarındaysanız, hemen başvurunuzu yapın!

Tüm katılımcılar bu yıl da yönetmenlik, senaryo yazımı, storyboard çizimi, dijital kamera kullanımı ve montaj konularında seminer ve atölyelere girecek, kendileri ve yaşadıkları şehir hakkında 1 ila 5 dakikalik filmler çekecekler. Tamamladıkları filmler, StrangerFestival’in web sitesinde yayınlanacak, juri tarafindan seçilen filmlerin yönetmenleri ise Amsterdam’da 14-17 Ekim’de gerçekleşecek festivale davet edilecek. Festival dahilindeki farklı dallarda birinci olan filmler çeşitli ödüller kazanacak, bazıları uluslararası televizyonlarda yayınlanacak, festival seçkilerini içeren DVD’lerde yer alacak ve Stranger Video Gösterimleri kapsamında dunyayı dolaşacak!

BAŞVURU DETAYLARI: Atölyeye katılım için değerlendirmeye alınmak isteyen adayların başvuruda bulunması gerekiyor.

Kimler katılabilir?: Başvurular Türkiye genelinde, farklı akademik seviye ve bölümlerden olan 18-25 yaşları arasındaki tüm gençlere açık. Geçmiş film/video deneyimi aranmıyor.

Nasıl katılacaksınız?: Başvuru için stranger@modeistanbul.com adresine bir email atarak özgeçmişiniz ve cv’niz ile doğum tarihiniz, cinsiyetiniz, yaşadığınız şehir gibi detayları ve iletişim bilgilerinizi göndermeli, bu atölyeye neden katılmak istediğinizi ayrı bir yazı içinde anlatmalısınız.

Son başvuru tarihi: 10 Temuz Cuma 2009

3 Temmuz 2009

Roko

Belki 1 kereliğine de olsa blogun çizgisinden kayıp şunu yazacağım. Arkadaşlarımdan Devrim ve Can aynı gün, aynı şeyden bahsetmişler bloglarında. Dikkatimi çekti haliyle...
Neymiş efendim Roko'nun sitesine giriyormuşsunuz da adamlar kendi para birimlerini ilan etmişler ve 1 Roko 1 TL'ye tekabül ediyormuş... Konser biletlerini de Roko üzerinden ödesek veya para üstü veremeyen bakkal amcalarımız para üstlerini Roko ile verse komik olmaz mıydı? :)

2 Temmuz 2009

Balkan Soundz Festival



Bildiğiniz üzere geçtiğimiz hafta Balkan Soundz Festival vardı Maçka Küçükçiftlik Park'ta. Davetiyelerimiz elimizde, Balkan aşkı (ben hariç) diğerlerinin kalbinde tuttuk yolunu Küçükçiftlik Park'ın. Ben hariç dedim; çünkü tanıyanlar bilir çok hoş beş değildir aram Balkan müzikleri ile. Ha dinlerim; ama oturup özel olarak dinlemem bilgisayarımda...
Balkan müziğinin bize yakınlığı dolayısıyla samimi ve yapmacık olmayan bir ortam vardı. Her gördüğümde sırıtarak kıvırtan ve göbek atan köfteci gibi ayrıntılar keyifliydi. Bizim gidişimizden çıkışımıza kadar insan kalabalığı tam kıvamındaydı, ne çok tenha, ne de tıklım tıkış. 22:30'da başlayan son konserin ortalarında biraz tenhalaşmaya başladı ortam.
Ses sistemi biraz sorunluydu sanki, Boban ı Markovic'in içine bi' türlü sinmedi, sürekli ufak tefek değişiklikler istedi adamlardan konser boyunca.
Festivalin Küçükçiftlik Park gibi bi' lunaparkta olması konsepte %100 uymuş bana kalırsa. İlk yapılan her festival gibi gene bunda da çok fazla davetiye ile giren insan vardı.
Benim için kayda değer ayrıntılar bu kadar. Seneye olursa gene gitmeyi isteyecek kadar sevdim diyebilirim kısaca size...
 
.fc-sectitle { color:#FFFFFF!important; }